Kobani Davasında avukatların mikrofonları kapatıldı
Yaşanan protestolar nedeniyle eski HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobane Davası’nın 40. duruşmasının ilk duruşması 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde Sincan Cezaevi kampüsündeki salonda başladı.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu siyasetçiler Dilek Yağlı, Sebahat Tuncel, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Ayla Akat, Zeynep Ölveci, Zeynep Kahraman, Meryem Adıbelli, İsmail Şengül, Alp Altınörs, Nazmi Gür, Günay Kubilay katıldı. Duruşmayı çok sayıda avukat takip etti.
Duruşmayı Halkın Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan da izledi.
AVUKATLARIN MİKROFONU KAPATILDI
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, siyasilerin savunmasına geçmeden önce Sebahat Tuncel’in avukatı Sevda Çelik Özbingöl ile Figen Yüksekdağ’ın avukatı Mehdi Zana Akkaya, Kobane Davası kapsamında gözaltına alınan ve tahliye edilmeyen müvekkillerinin serbest bırakılmasını talep etti. Gözaltı süreleri dolmuş olmasına rağmen. Ancak mahkeme başkanı avukatların taleplerini dinlemeyeceğini belirterek mikrofonu kapattı.
Avukatların hiçbir talebini kabul etmeyen mahkeme başkanı, daha sonra siyasetçi Dilek Yağlı’dan savunma yapmasını istedi. Ancak Dilek Yağlı, savunma ortamının oluşturulmadığını belirterek, savunma avukatlarının taleplerinin dikkate alınmasını istedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Sana saygı duymuyorlarsa ben ne yapabilirim?” Heyet liderinin açıklaması üzerine Yağlı’nın avukatı Özgür Yaldız, “Bu şartlarda müvekkilini kendini savunmaya zorlamak doğru değil. Şöyle tepki gösterdi: “Talepler devam ederken müvekkilden kendisini savunmasını istemek yargı etiğine uygun değildir.” Bunun üzerine mahkeme başkanı, Dilek Yağlı’ya kendini savunma fırsatı verildiğini ve rastgele bir yargılama sürecinin olmayacağını belirterek, Yağlı’dan savunma yapmasını istedi.
‘Suçlamaların TEK DAYANAĞI MYK ÜYESİ OLMAMDIR’
Duruşma Dilek Yağlı’nın savunmasıyla devam etti. Yağlı, salondaki gerilimin kendi tercihi olmadığını belirterek, avukatların taleplerinin dikkate alınmasını istedi. Ancak mahkeme başkanı Yağlı’dan bir kez daha kendisini savunmasını istedi. Yağlı, şu ana kadar hiçbir savunmasının dikkate alınmadığını belirterek, “Bana yöneltilen suçlamalar o kadar ilgisiz ki kendimi nasıl savunacağımı bilmiyorum. Daha önce de belirttiğim gibi hakkımda ileri sürülen iddiaların hiçbiri herhangi bir delile veya delile dayanmamaktadır. Görüşteki suçlamanın tek dayanağı benim o dönemde HDP Merkez Yönetim Kurulu’nda görev yapıyor olmamdır. Bunun dışında suçlamaları dayandıracak hiçbir şey yok” dedi.
‘ÇAĞRI IŞİD’E KARŞI BİR ÇAĞRIYDI’
Yağlı, HDP Merkez Yönetim Kurulu’nun yaptığı davetin DAİŞ’e karşı bir davet olduğuna dikkat çekerek, “Eğer o gün bir vatandaş olarak bu çağrıyı yapmış olsaydım bugün bu davadan yargılanmazdım. Çünkü o dönemde dünya çapında binlerce insan DAİŞ ablukası altındaki Kobanê için çağrıda bulunmuştu. Bugün nasıl Filistin için çağrı yapılıyorsa o gün de Kobanê için çağrı yapılıyordu. “Bu dosyada hissettiğim en güçlü duygu, birileri tarafından IŞİD’e karşı çağrı yapmak üzere yönlendirildiğimiz iddiasıdır” diye tepki gösterdi.
‘YARGI TACİZE KARŞI SAVUNMAMI SAĞLAYACAĞIM’
Yağlı, görüşte HDP Merkez Yönetim Kurulu üyesi olarak yaşanan olaylardan yalnızca kendisinin sorumlu olduğunun belirtildiğini belirterek, şunları ekledi: “Hakkımda araştırılmış tek bir belge bile yok. ‘Aranan kişilerden olmadığı ve arşiv kaydı bulunmadığı’ belirtiliyor. İddianamede ve mütalaada yer alan tek şey HDP Merkez Yönetim Kurulu üyesi olduğumdu. Dolayısıyla hukuki bir görüş olmadığı için bu konuyu savunmam çok zor. Görüşü okuduğumda bunun muhtemelen benimle ilgili olmadığını söylüyorum. Üst düzey organizasyon yöneticileriyle ilişkiler kurduğum iddia edildi ancak bunu nasıl yaptığım konusunda bir bilgi yok. Bakın Sayın Önder, HDP’de görev yaptığım dört yıl boyunca bana yönelik hiçbir suçlamayla karşılaşmadım. Anayasal hakkımı doğrudan kullanmama rağmen adli tacizle karşı karşıyayım. “Bundan sonra bu adli tacize karşı savunma mı yapacağım?” O sordu. (HABER MERKEZİ)
