Hulusi Akar: Kuran’a yönelik saldırılar toplumsal barışı sabote ediyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, son dönemde Batı’da Kuran’a yönelik saldırıların arttığına işaret ederek, “Gerekli tedbirler alınmazsa Başta Avrupa olmak üzere, Orta Çağ’ı hatırlatan akıl ve ahlak dışı hareketlere bir an önce son verilmelidir. Başta ülkeleri yönetenler olmak üzere, Türkiye’de toplumsal barış ve huzuru sabote edeceğini herkes görmelidir.” ifadeleri kullandı.

Akar yaptığı açıklamada, son dönemde Hollanda, İsveç ve Danimarka’da Kuran’a yönelik provokasyonları “modası geçmiş ve alçakça saldırılar” olarak nitelendirdi.

Bu saldırıları şiddetle kınadığını belirten Akar, “Ancak bunun yeterli ve önleyici bir cevap olmadığını da görüyoruz. Kuran’a ve diğer kutsal kitaplara yönelik saygısızlık ve saldırılar maalesef halen İslam hukukuna göre suç sayılmıyor. bir çok ülke.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’nin bu konudaki hassasiyet konusunda farkındalığı artırmak ve somut adımlar atılmasını teşvik etmek için her türlü çabayı gösterdiğine işaret eden Akar, şunları kaydetti:

“Bunun son örneği BM Genel Kurulu’nda kutsal kitaplara yönelik her türlü şiddet eylemini uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendiren karardır. Ülkemizin de ev sahipliği yaptığı söz konusu kararla, kutsal kitaplara yönelik tüm şiddet eylemleri uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendirilmiştir.Karşılaşılan bu karar kesin ve yeterli bir analiz olmasa da kutsal kitabımızın yakılması eylemlerine izin verilmesi karşısında değerlidir. Kur’an-ı Kerim son dönemde Hollanda, İsveç ve Danimarka’da polis koruması altında. Başta Müslümanlar olmak üzere uluslararası toplumun kararlılıkla birlikte hareket etmesi esastır.”

“Kamu oluşturulmalı”

İnsan hakları ihlallerini izleyen ombudsmanlar, insan hakları komisyonları ve diğer kurum ve kuruluşlarla iletişime geçilmesinin önemine vurgu yapan Akar, şöyle devam etti:

“Ayrıca görsel ve yazılı medya ile sosyal medya başta olmak üzere her türlü yasal yol ve haklardan yararlanarak belediyelere, yerel ve ulusal meclislere ulaşmalı ve Müslüman ya da vatandaş olarak bu eylemleri şiddetle reddettiklerini belirtmelidirler.” insan haklarına saygılıdır.söz konusu fiiller o ülkede de suçtur.kamuoyunun oluşmasına ve bu konuda kanun çıkarılması için yapılacak çalışmalara her türlü katkı yapılmalıdır.

Bir an önce gerekli tedbirler alınmazsa, başta ülke yöneticileri olmak üzere herkes, bu Orta Çağ’ı hatırlatan akıl ve ahlak dışı eylemlerin, özellikle Avrupa ülkelerinde toplumsal barış ve huzuru sabote edeceğini, bozacağını görmeli ve ‘demeli’ demelidir. Bu sapkın sözde eylemlere dur’ dedi.